İçindekiler
Konuşma sesi bozukluğu nedir?
Gecikmiş Dil ve Konuşma Bozuklukları
Ses bozuklukları
Motor Konuşma Bozuklukları
Edinilmiş Dil Bozuklukları (Afazi)
Konuşma sesi bozukluğu nedir?
Bir çocuğun mevcut dilindeki bazı sesleri üretememesi veya kullanamaması durumudur.
Konuşma sesi bozukluğu neden olur?
Organik ya da fonksiyonel nedenlerden olabilir.
Organik nedenler, altta yatan bir motor nörolojik bozuktan (örn; çocukluk çağı apraksisi ve dizartri) yapısal anormalliklerden (yarık damak/dudak ve diğer yapısal eksiklikler veya anormallikler) duyusal/algısal bozukluklardan (işitme kaybı) kaynaklanır.
Fonksiyonel nedenler, konuşma seslerinin motor üretimiyle ilgili olan nedenleri ve konuşma seslerinin dilbilimsel yönleriyle ilgili olanları içerir (artikülasyon ve fonolojik bozukluklar).
Konuşma Sesi Bozukluğunda Neler Gözlenir?
- Kendi dilinde edinmesi gereken sesleri çıkaramaması,
- Çıkardığı sesleri birbirine karıştırması,
- Konuşmanın anlaşılır olmaması.
- Örn; /köpek/ yerine /töpek/, /arı/ yerine /ayı/, /kapı/ yerine /tapı/, /şeker/ yerine /deker/ gibi…
Normal gelişimde de bu hatalar var mı?
Evet, var. Çocuklar dili öğrenirken iletişim kurabilmek ve kendilerini ifade edebilmek için birçok denemede bulunurlar. Bu denemelerde, kendilerine özgü bazı sistematik hatalar yapabilirler. Bu basitleştirme hatalarına fonolojik işlemler adı verilir. Bu hatalar normal kabul edilirken, yaşın ilerlemesi ile beraber hataların ortadan kalkması beklenir. Bu süreç 4,5-5 yaş civarında sona erer ve artık çocuk yetişkin bireyin konuşma anlaşılırlığını sergiler.
Ne zaman çocuğumdan şüphelenmeliyim?
- Eğer çocuğunuz 4,5-5 yaşlarındaysa ve hala bazı sesleri edinemediyse,
- Edindiği sesleri birbirine karıştırıyorsa,
- Konuşma anlaşılırlığı düşük ise,
- Çocuğunuzun mutlaka bir dil konuşma terapisti tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Konuşma Sesi Bozukluklarını Düzeltmek Önemli mi?
- Konuşma sesi bozukluğuna sahip çocuklar anlaşılmadıklarının farkındadırlar ve bu konuşmaktan kaçınmalarına, özgüven kayıplarına sebebiyet verebilir.
- Konuşma sesi bozukluğuna sahip çocuklar, genellikle fonolojik sistemde zayıflıklar göstermektedir. Bu da okul döneminde fonolojik temelli öğrenmeye dayalı olan okumayı çözümleme sürecini etkileyebilir. Bunun dil ve konuşma terapistleri tarafından çalışılması gerekmektedir.
Gecikmiş Dil ve Konuşma Bozuklukları
Dil gecikmesi, çocuğun yaşa uygun dönemde dil becerilerinde gecikme göstermesidir. En sık 2-5 yaş aralığında görülür ve bazen geç çocukluk dönemine kadar devam edebilmektedir. Çocuğun belirli bir süre sonrası akranlarını yakalayamadığı durumda gelişimsel dil bozukluğundan şüphelenilir.
Dil bozukluğu, eski literatür terimiyle Özgül dil bozukluğu herhangi bir şekilde işitme, down sendromu, otizm vb başka bir bozukluktan veya sınırlı dile maruziyetten kaynaklanmayan alıcı ve ifade edici dile özgü bir bozukluktur. Down sendromu ya da otizm gibi hastalıklarda da bazen dil gelişimi diğer gelişim alanlarının gerisinde kalabilmektedir. Bu çocuklar normal zekaya sahiptir ancak yaşın gerektirdiği dil becerilerini sergileyemez. Dil bozukluğu ömür boyu süren bir durumdur. Gelişimsel Dil Bozukluğu (GDB) herhangi bir sebepten ötürü olmaz ancak GDB’ye konuşma sesi bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, özgül öğrenme güçlüğü gibi süreçler eşlik edebilir.
Dil bozukluğuna sahip bir çocuk hangi işaretleri gösterebilir?
- Geç babıldama
- Tek kelime söyleyebiliyor ancak 2 kelimeyi bir araya getirmekte zorlanıyor
- Çocuğun söylediklerinin anlaşılmaması
- Fiillerin sınırlı kullanımı
- Ekleri kullanmakta yaşanan zorluklar
- Kelimeleri öğrenme ve hatırlamada güçlükler, kelimenin ismi yerine ‘’o’’, ‘’orada’’ gibi zamirlerin kullanılması
- Dil bozukluğu her çocukta farklı görünür. Çocuğa özgü güçlükler yaş aldıkça ve öğrenme için daha karmaşık dil becerileri geliştirmeleri gerektiğinde de değişebilir.
- Okul döneminde bu çocuklarda okuduğunu anlama da zorlanmalar görülmektedir.
Peki çocuğumda gecikmiş dil konuşma bozukluğu mu, gelişimsel dil bozukluğu mu var?
Bunu hemen anlamak zor. Ancak gecikmiş dil konuşma sorunu olan bir çocuk dil gelişimi açısından yaşının gerisinden geliyor olsa da terapiyle birlikte normal dil gelişimini takip eder ve bir süre sonra akranlarını yakalar. Ancak gelişimsel dil bozukluğu olan çocuk normal dil gelişim aşamalarını takip edemez sınırlılıklar yaşar.
Çocuğumun dil gelişiminin normal olduğunu nasıl anlarım?
Normal dil gelişimi sergileyen çocuklarda;
- 6 ayda babıldamanın gerçekleşiyor olması gerekmektedir.
- 1 yaşında ilk sözcükleri üretmektedir.
- 1 yaşından 2 yaşına kadar olan dönemde ortalama 30-50 sözcük edinmektedirler.
- Çocuklar 2 yaşından önce dilbilgisini sözcüklerle birlikte jest-mimik gibi işaretleri kullanarak gerçekleştirmektedir.
- 2 yaş civarı çocuklar sözcükleri birleştirerek farklı anlamlar oluşturmak için işaretleri azaltarak dilbilgisel kurallardan faydalanmaya başlarlar.
- 2 yaş döneminde artık ikili cümle yapıları görülmektedir.
- 5 yaşından sonra sözcük dağarcıkları hızla gelişmekte, ürettikleri cümleler anlamsal ve dilbilgisel açıdan zenginleşmektedir.
- Çocuk ‘’-di, -yor, mış’’gibi ekleri kullanmaktadır.
- 4-5 yaşına gelindiğinde artık çocuklar bir yetişkine isteklerini, ihtiyaçlarını, ilgilerini uzun ve karmaşık cümlelerle zorlanmadan ifade edebilmekte ve çevresinde duyduğu şeylerin çoğunu rahatlıkla anlayabilmektedir.
İlk görüşmeden önce ne yapmalıyım?
Çocuğun dil ve/veya konuşma problemini tüm boyutlarıyla anlayabilmek için ilk değerlendirmede çocuğun medikal, sosyal ve gelişimsel öyküsüne de ihtiyaç vardır. Bu nedenle yapılacak bir değerlendirme öncesi daha önce yapılan muayene ve değerlendirmelere dair raporların yanınızda bulundurulması önemlidir.
Toplumda yanlış bilinen bilgiler
‘’Dil altı bağına baktırın belki o yüzden konuşmuyordur.’’ Dil altı bağı konuşmamaya sebep olmaz bu toplumda bilinen bir yanlıştır. Dil altı bağı sadece dilin yukarı hareketinde kısıtlılık oluşturabilir buda /r/ gibi dilin yukarı ve geri gitmesi gereken bir sesin çıkarılmasını etkiler.
‘’Erkek çocuğu geç konuşur, bekleyin.’’ Erkek çocuklarının geç konuştuğu araştırmalarda bulunan bir gerçek olsa da toplumda kız ve erkek çocukları arasındaki bu farkında çok fazla olduğu algısı var. Ancak araştırmalar erkek çocuklarının kız çocuklarına kıyasla dil gelişiminde en fazla 3-4 ay gibi bir süre gecikme yaşadığını göstermektedir.
‘’Kreşe gönderin düzelir.’’ Çocuklar dil gelişimini doğal süreçte kendiliğinden öğrenmektedir. Doğal sürecinde öğrenmekte zorlanan bir çocuk kreşe gitmekle akranlarını yakalayamaz mutlaka eğitim almalıdır.
Gecikmiş Dil ve Konuşmada ve Dil bozukluğunda Terapide Neler Yapılır?
Terapi de çocuğun dil seviyesi değerlendirilmekte ve ona göre bir yol izlenmektedir. Okul öncesi dönemde genellikle taklitsel beceriler, sözcük kullanma, cümle kurma ve basit ekler üzerine çalışılırken; okul dönemindeki çocuklarda anlatım becerileri, öyküleme, okuduğunu anlama, pragmatik dil becerileri, karmaşık cümle ve ek yapılarını kullanma gibi hedefler daha sıklıkla çalışılır.
Ses bozuklukları
Ses, alınan havanın ciğerlerden dışarı çıkmasıyla ve gırtlakta ses tellerini titretmesiyle ortaya çıkar. Kişinin ses kalitesinin, perdesinin ve şiddetinin benzer yaş, cinsiyet, kültürel geçmiş ve coğrafik yerleşimdeki bireylere göre farklılaşmaya başladığı durumlarda ses bozuklukları ortaya çıkar. Bu bozukluklar ses telleri normal şekilde titreşmediğinde ortaya çıkar.
Ses bozuklukların nedenleri nelerdir?
Normal konuşma için ses tellerinizin gırtlağınızın içinde birbirine yumuşak bir şekilde temas etmesi gerekir. Ses teli hareketini veya temasını engelleyen herhangi bir şey ses bozukluğuna neden olabilir.
Ses bozukluklarına birçok faktör neden olabilir. Bazı durumlarda ses bozukluklarının nedeni bilinmemektedir. Organik kökenli (ses telinin yapısındaki sorunlar), fonksiyonel kökenli (herhangi bir anatomik, nörolojik veya psikojenik neden olmadan; sesin kötü ve/veya yanlış kullanımına bağlı bozukluklar) ve nörojenik sinir sistemini etkileyen herhangi bir durum ses bozukluğuna yol açabilir.
Sık görülen ses bozuklukları nelerdir?
Nodül: Ses teli üzerinde oluşan küçük kitlelerdir. Genellikle sesin yanlış kullanımına bağlı olarak oluşurlar. Ses çatallı, güçsüz ve boğuktur. Tedavi de önce ses terapisi uygulanır. Tedaviden verim sağlamazsa ameliyat önerilir.
Polip: Ses tellerindeki içi sıvı dolu lezyonlardır. Ses tellerinin açılıp kapanmasını etkiler. Tedavi cerrahiyle birlikte ses terapisidir. Ameliyat sonrası ses terapisi şarttır.
Reinke ödemi: Ses tellerinin aşırı şişmesi ve kalınlaşmasıyla görülen ses problemidir. Reinke boşluğu denen yapı sıvı ile dolar. Ses telleri balon gibi şişer. Genellikle sigara, uzun süreli sesin kötüye kullanımı gibi sebeplerle ortaya çıkar.
Kist: Ses tellerinde vücuttaki gibi kist oluşumu görülmesidir. Tedavi cerrahiyle birlikte ses terapisidir.
Spazmodik Disfoni: Konuşma sırasında ses tellerinin düzensiz kasılmaları sebebiyle sesin aniden kesilmesi durumudur. Hastalar nefes alımı sırasında fonasyon gerçekleştirerek veya fısıltıyla konuşarak kompanse etmeye çalışabilir. Tedavi de tek veya çift taraflı ses teline ya da onlara yakın olan kaslara “botulinum toksin” (botoks) enjeksiyonu yapılmasıdır.
Sulcus vocalis: Ses tellerinde yarık veya oluk oluşmasına bağlı gelişir. Uzunluk ve derinlik arttıkça ses kalitesi de bozulur. Nefesli ve kısık ses gözlenir. Ses çabuk yorulur. Tedavi de ses terapisi uygulanır. Ses terapisinin yeterli olmadığı durumlarda cerrahi müdahale uygulanır.
Mutasyonel Falsetto: Erkek çocuklarının ergenliğe geçişte sesi kalınlaşır. Ergenlik döneminde bazı çocukların sesleri kalınlaşmayıp ince kalır. Burada anatomik ve fizyolojik bir sorun yoktur. Kişinin kalınlaşan sesi kabullenmemesi ve eski sesini kullanmayı tercih ettiği bir durum söz konusudur. Tedavi de ses terapisi uygulanır. Çoğu hasta 1-2 seansta sesini bulup kullanmayı öğrenir.
Ses teli paralizisi: En sık görülen nörojenik ses bozukluğudur. Lezyonun sinirde nerede olduğuna göre ses kalitesi ve paralizinin tipi de değişiklik göstermektedir. Tedavide ses tellerinin kapanma kalitesini arttırmak için ses terapisi yapılır. Yeterli olmadığı durumlarda cerrahi müdahale uygulanır.
Motor Konuşma Bozuklukları
Motor konuşma bozuklukları, apraksi ve dizartri olmak üzere iki ana kategoriyi içerir. Konuşmayı üretmek için, hepimizin ses telleri, dudaklar, dil, çene ve solunum sistemi ile bir dizi kas ve kas grubunu koordine etmesi gerekir.
Hareketler beyin tarafından planlanmalı ve sıralanmalı ve daha sonra doğru zamanlama ve hareket kuvveti ile milisaniyeler içinde harekete geçirilmelidir, çünkü ilgili kaslar konuşma için planlı hareketleri gerçekleştirir.
Bu süreçteki zorluklar, çocuklarda gelişimin bir parçası olarak ve doğuştan gelen nörolojik farklılıkların bir parçası olarak veya yetişkinlerde yaralanmalar, nörolojik değişiklikler veya hastalıklar sonucunda ortaya çıkan apraksi veya dizartri ile sonuçlanabilir.
Konuşma apraksi, konuşma üretimi için ilgili kasları veya kas gruplarını planlama, sıralama ve/veya koordine etmede bir zorluk içerir. Bu zorluklar ses, hece, sözcük ya da cümle düzeyinde olabilir. Bu kişiler için daha uzun ve karmaşık sözcükler kısa ve basit olanlara göre daha zor olabilmektedir.
Dizartri, kas kontrolünde, konuşma üretiminde güçsüzlük, yavaşlık ve / veya koordinasyon bozukluğu ile sonuçlanan bir bozukluğu içerir. Dizartri solunum, fonasyon(ses üretimi), artikülasyon, rezonans ve prosodi gibi tüm konuşma bileşenlerini etkileyebilir. Dizartrik konuşmada, istemsiz hareketlerin olduğu, ses şiddetinin sert veya kontrolsüz olduğu, bozuk ritimli, nefesli, değişken kas tonusu gözlenir.
Edinilmiş Dil Bozuklukları (Afazi)
Afazi beynin belli bölgelerinin vasküler, travmatik veya tümöral zedelenmelerine bağlı olarak ortaya çıkan edinilmiş bir dil bozukluğudur. Anlama ve kendini ifade etmenin bozuluşuna göre afazi tipleri ayrılmıştır. Broca afazisi, Wernice afazisi, kondüksiyon afazi, transkortikal afazi (sensöri, motor ve miks tip), anomik afazi ve global afazi olarak ayrılır. Bu afazi türünden farklı olarak birde primer progresif afazi vardır. Bu afazi türü ilerleyici bir tablo gösterir ve bu kişiler konuşma, okuma, yazma ve anlama becerilerini yavaş yavaş kaybederler.
Afazi sonucunda adlandırma, işitsel anlama, sözel akıcılık, tekrar, okuma ve yazma alanlarında hasarlar meydana gelmektedir. Bunun yanında afaziye dizartri ve apraksi gibi nörolojik motor konuşma bozuklukları da eşlik edebilmektedir.
Afazi terapisi
Terapiye değerlendirme sonucu hastadan elde edilen bulgular eşiğinde hastaya en uygun afazi yöntemi seçilerek başlanır.
Afazi de Kullanılan Terapi Yöntemleri
HELPSS – Helm Elicited Language Program for Syntax Stimulation (Helm-Estabrooks, 1981): Sentaktik zorluk hiyerarşisi kullanılarak geliştirilmiş bir programdır.
MAPPING THERAPY Schwartz ve arkadaşlarını (1980) : Mapping terapisinin genel amacı hastanın eşleme ve tümcenin konum ve işlevsel seviyeleri arasındaki bağlantıyı anlamasını geliştirmektir.
Melodik Entonasyon Terapisi: Sparks ve Hollands (1976) Melodik entonasyon sözel ifadelerin konuşma entonasyonuna dayanır.
Oral Reading for Language in Aphasia (ORLA): Okumaya dayalı terapi yöntemidir.
Conversational Partner Training Partner Etkileşimli Terapi Simmon et al. (1987) : Afazi hastalarının eşlerine/bakım verenlerine yönelik olan bir terapi programıdır.
Response Elaboration Training (RET): Afazili bireylerin sohbet becerilerini ve sohbete katılım düzeylerini arttırmayı hedefleyen bir tekniktir.
Schuell’s Stimulation Approach to Rehabilitation (1955, 1964): İşitsel süreçleri sistemin temeline alan terapi yöntemidir.
Semantik Özellik (feature) Analizi (SFA): Afazide görülen adlandırma bozukluklarına yönelik geliştirilen bir terapi tekniğidir.
Visual Action Therapy (Helm-Estabrooks, Albert & Nicholas, 2014): Bu terapi yöntemi, oldukça kısıtlı yazılı ve sözlü iletişimi olan, hem uzuv hem de ideomotor apraksisi olan afazili bireylerde iletişim amacıyla sembolik jest üretimini ortaya çıkarmak ve arttırmak üzere dizayn edilmiştir.
COMPUTER AIDED TREATMENT (EVOCARE): Terapi yoğunluğunu arttırmak için bilgisayar destekli konuşma terapisinin yapıldığı bir tekniktir.
Tekrarlayan Transkraniyal Manyetik Stimülasyon ve Transkraniyal Doğru Akım uyarımı (rTMS ve tDCS): Bu iki yöntemin afazi tedavisinde kullanımı karşılıklı interhemisferik inhibisyonun dengesizliğine dayanır.
Afazili Bireylerin İletişimsel Etkililiğini arttırmak (PACE) 1978, G. Albyn Davis ve Jeanne Wilcox : PACE resim adlandırma varyasyonu üzerine doğalcı sosyal etkileşim terapisidir.
Tematik Dil Uyarımı (TLS): Tematik olarak ilişkili sözcük dağarcığı kullanan, çoklu modalitelerde uyarım yapılan, dil işlemlemeyi değiştirerek işlevsel iletişim hedefleyen sistematik bir afazi terapi programıdır.
Reciprocal Scaffolding Treatment (RST): RST anlamlı sosyal bağlamlarda doğal dili kullanarak iletişim becerilerini ele alan bir grup tedavi yaklaşımıdır.