Özgül öğrenme güçlüğü olarak adlandırılan fenomen, zekâ seviyesinde bir gerilik olmamasına rağmen, bir çocuğun, düşünmekte, dinlemede, etrafındaki insanların söylediklerini anlamada veya kendi düşüncelerini-duygularını etrafındaki kişilere sözlü veya yazılı olarak ifade etmede, okuma-yazma ya da sayısal becerilerinde kendi akranlarına oranla daha düşük başarı göstermesi olarak tanımlanmaktadır. Yukarıda sayılan nedenlerden dolayı, özgül öğrenme güçlüğü okul başarısında düşüşe ve okula sosyal anlamda uyum sağlamakta zorlanmaya neden olmaktadır. Birçok kişi özgül öğrenme güçlüğünü çeşitli psikolojik sorunlara veya aile içi problemlere bağlasa da bu büyük bir yanılgıdır ve özgül öğrenme güçlüğünün bu sorunlarla bir ilişkisi yoktur. Özgül Öğrenme Güçlüğü genetik, epigenetik ve çevresel faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkan nörogelişimsel bir bozukluktur. Beynin yapısal işlevinde bir takım farklılıklar mevcuttur. Beyinde sözel ve sözel olmayan bilginin algılanma ve işlenme süreçleri etkilenmiştir. Genetik aktarım önemli bir rol üstlenmektedir. Ailesinde öğrenme güçlüğü olan kişilerde riskin 8-10 kat arttığı bilinmektedir. Uygunsuz çevresel koşullar genetik faktörlerin ortaya çıkışını kolaylaştırmaktadır.
Öğrenme güçlüğü çocukta aslında doğuştan var olur. Çocuk okula başladıktan sonra ise bu sorun fark edilir. Diğer birçok bozukluk gibi, öğrenme bozuklarının da erken bir dönemde fark edilmesi ve gerekli müdahalenin yapılması çok önemlidir. Özgül öğrenme güçlüğü, yukarıda da belirttiğimiz gibi zekâ gelişiminin geri kalmasıyla alakalı bir sorun olmadığı için, okul öncesi dönemden itibaren ebeveynlerin çocuklarının özelliklerini bilmesi, belirtilerini izlemesi, öğrenme bozukluğu riski taşıyan çocukların fark edilmesi için kritik bir öneme sahiptir. Özgül öğrenme güçlüğünün tespit edilmesi için çocukların muayene edilmesi ve tanıyı destekleme amacı ile bir takım testler yapılmaktadır. Bu testler ve muayene sonucuna göre eğer çocukta disleksi (okuma güçlüğü), disgrafi (yazı yazma güçlüğü) veya diskakuli (matematikte güçlük çekme) gibi sorunlar tespit edilirse özgül öğrenme güçlüğü ihtimali üzerinde durulmalıdır.
Her çocuğun kendine özgür bir şahsiyet olduğu unutulmamalıdır. Her çocuğun kendine göre iyi veya kötü olduğu alanlar vardır. Öğrenme bozukluğu eğer çabuk teşhis edilirse kolaylıkla çözülebilecek bir sorundur. Özgül öğrenme güçlüğüne eşlik eden bozuklukların başında Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) vardır. Bu sayede çocuğun fark edilmesi kolaylaşır.
Okul Öncesi Dönemde Belirtiler Nasıl Fark Edilir?
Bazı yöntemlerin doğru şekilde uygulanması ile okul öncesi dönemde çocuğa tanı koyulması daha kolay bir hal alır. Bu nedenle, ebeveynlerin özellikle okul öncesi dönemde bazı noktaları gözden kaçırmaması önemlidir.
- Çocuk, renk, sayı, önce-sonra, ön-arka gibi temel kavramları öğrenmekte güçlük çekiyorsa,
- Benzerlik ve farklılık gibi kavramları güçlükle ayırt ediyorsa,
- Figür-zemin ayrımlaştırma zorlukları varsa,
- Sınıflandırma, sıralama ve gruplandırma gibi konularda güçlük çekiyorsa,
- Sağ-sol yönlerini sıklıkla karıştırıyorsa,
- Dil gelişiminde gecikme varsa, kelimeleri doğru telaffuz etmekte zorlanıyorsa,
- Sözlük dağarcığı yetersiz ise ya da konuşurken doğru kelimeleri kullanmakta güçlük çekiyorsa,
- Harf ve ses ilişkisinde sorunları bulunuyorsa,
- Kelimeleri ya da heceleri söylerken çevirmekte zorlanıyorsa, konuşurken sık sık harf atlamaları yapıyorsa,
- Düğme ilikleme, ayakkabı bağlama, makas kullanma gibi el ve göz koordinasyonu içeren işlerde akranlarından geride kalıyorsa,
- İp atlama veya bisiklete binme gibi denge ve koordinasyon gerektiren becerilerde güçlük çekiyorsa,
- Sözel yönergeleri karıştırdıkları için okul ve sınıf kurallarını anlamakta zorluk çekiyorsa, çocukta özgül öğrenme güçlüğü olabilir.
Özetle, okul öncesi dönemde çocuk konuşurken zorluk yaşıyorsa, kavram gelişimi ve motor gelişimi zayıfsa özgül öğrenme güçlüğü açısından değerlendirilmesi gerekmektedir.
İlköğretim Dönemi Çocukta Özgül Öğrenme Güçlüğü Nasıl Fark Edilir?
İlkokulda özgül öğrenme güçlüğüne sahip olan çocukların öncelikle okul başarıları genellikle genel zeka kapasitelerinin altındadır. Bazı derslerde veya alanlarda akranlarıyla benzer bir performansa sahip olabilir, ancak pek çok derste ve alanda zorlanırlar.
Okuma becerileri zayıftır. Okul öncesi dönemde de gördüğümüz üzere, harflere ait sesleri kavramakta zorlanıp, sık sık harfleri karıştırabilirler. Harfin şekli ile sesini eşleştirmekte zorluk yaşarlar. Okurken kelimeleri hecelerine ayırmakta zorlanabilirler, heceleri ve sözcükleri ters çevirebilirler, örneğin çok kelimesini koç şeklinde okuyabilirler. Konuşurken harfleri veya kimi zaman kelimeleri atlayabilirler, ekleme veya değiştirme yapabilirler. Okudukları yeri tekrar bulmakta zorlanabilirler, okuduklarını anlama ve anlatmada da güçlük çekebilirler. Okumaları yavaş olabilir, akıcı okumakta zorlanacaklardır.
Yazma becerilerinde yaşanan zorluklar: El yazıları genellikle bozuk olur ve başka biri tarafından okunması zordur. Yazarken sık sık harf veya hece atlamaları, eklemeler, ters çevirmeler veya değiştirmeler yaptıkları görülür. Bazı sözcükleri veya harfleri ters yazıp, karıştırabilirler. Yazarken kelimeleri genellikle çok bitişik yazarlar ve heceler arasında boşluklar bırakırlar. İmla ve noktalama hataları yaptıkları sık görülür. El tercihleri de tam olarak gelişmediğinden sıkıntılar yaşarlar. Genel itibariyle kendilerini yazılı olarak ifade etmekte ve düzgün cümle kurmakta zorlanırlar.
Aritmetik becerilerde yaşanan zorluklar: Sembolleri kavramakta zorlandıklarından dolayı toplama, çıkarma, çarpma ve bölme işlemlerini kavramakta zorluk çekerler. 4 işlem gerektiren hesaplamalar onlar için zordur. Sayılar arasındaki büyüklük küçüklük ilişkisini anlamakta zorlanabilirler. Çarpım tablosunu ve saatleri öğrenirken çok zorluk yaşarlar. Problem çözerken ise hangi işlemi yapmaları gerektiğini kavramakta ve buna yönelik akıl yürütmekte güçlük yaşadıkları görünür.
Ayları, günleri, mevsimler, alfabenin harflerini kavramak onlar için güçtür.
Okudukları veya dinledikleri bir metni, öyküyü, olayların akış sırasına uygun olarak anlamakta ve sonrasında anlatmakta zorluk yaşamaktadırlar.
Hislerini ifade etmekte zorlanabilirler çünkü sözlü ve yazılı iletişimde sıkıntı yaşamaktadırlar.
Görsel, işitsel ve dokunsal algılamalarda güçlükler yaşarlar.
Okudukları, dinledikleri bir şeye dair odaklanmada sorun yaşarlar, dikkatlerini tam anlamıyla toplayamazlar.
Aşırı hareketli olabilirler.
İletileri algılama ve yorumlama noktasında sorun yaşamalarından dolayı insanlarla ilişkilerinde, yani sosyal hayatlarında bir takım zorluklar tecrübe edebilirler. Ancak bu durum bütün özgül öğrenme güçlüğüne sahip olan çocuklarda görülmez.
Bu saydığımız sorunların hepsi bir arada bulunmayabilir. Yukarıda da değindiğimiz gibi, her çocuk kendine özgüdür. Özgül öğrenme güçlüğü yaşayan her çocuk bu belirtileri farklı sayıda veya farklı yoğunlukta gösterebilir.
Özgül Öğrenme Güçlüğü Tedavisi?
Özgül öğrenme güçlüğü yaşam boyu tedavi gerektiren bir bozukluktur. Ancak tedavisi elbette mümkündür. Bu bozukluğun tedavisi çocuğa yönelik planlanacak eğitimdir. Çocuk, kendi gittiği normal okulunda eğitime devam ederken, bireysel ya da grup halinde işlenecek olan özel bir eğitime alınır.
Bu uygulamalar kapsamında çocuğun gelişimini yetersiz kılan psikolojik sürecin ya da süreçlerin belirlenmesi ve düzeltilmesi hedeflenir. Süreç öğretimi, görsel, işitsel, dokunma ve kinestetik algının geliştirilmesini, bu algılara ait olan ayrımlaştırma, dikkat ve bellek, ardışıklık yeteneklerinin artırılmasını, motor koordinasyon becerilerinin geliştirilmesini kapsar. Bunun yanında fonetik farkındalığın artırılması, dinleme, konuşma, dil ve yazma becerilerinin geliştirilmesi de hedeflenir. Çeşitli algıları destekleyici ya da iyileştirici bu çalışmalar, akademik becerilerin eğitimiyle birlikte verilir.
Özgül öğrenme güçlüğünün kesin olarak üstesinden gelen bir ilaç mevcut değildir. Ancak, bu sorunun yanı sıra eğer çocukta dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik, kaygı bozukluğu gibi başka psikiyatrik rahatsızlıklar da bulunuyorsa, bunlar için ilaç tedavisi de uygulanabilir.
Özgül Öğrenme Güçlüğü Yaşayan Çocukların Ebeveynleri Nasıl Hareket Etmeli?
Her şeyden önce çocuğunuzu olduğu gibi kabul etmelisiniz. Bunun çocuğun elinde olmadığını, beyindeki yapısal ve işlevsel bir sorundan kaynaklandığını unutmayarak, okuldaki başarısızlığı veya sosyal hayatta yaşadığı sorunlardan dolayı çocuklar suçlanmamalıdır.
Çocuğunuzun bu sorunu yenmesine yardımcı olacak eğitim ve psikiyatrik desteği sağlanmalıdır.
Çocuğun eğitimde kazandığı becerileri evde çeşitli oyunlar ve etkinlikler hazırlayarak pekiştirmelisiniz. Çocuklar bu şekilde bir şeyi yaparak ve yaşayarak çok daha iyi öğrenir, bunu unutmamalısınız.
Çocuğunuzun özgül öğrenme güçlüğü olduğunu okulunun ve öğretmenlerinin bilmesi şarttır. Gittiği okuldaki eğitimcileri bilgilendirerek onlarla işbirliği içinde olmaya çalışın. Ancak unutmayın, özgül öğrenme güçlüğünün tedavisi özel bir uzmanlık gerektirmektedir.
Yapacağı işler konusunda çocuğunuzu destekleyin ve daima yanında olun. Çocuğun kendini değerli görmesi ve kendine güvenebilmesi için en büyük destek anne babalara düşer.
Yapabileceği basit işlere öncelik vererek çocuğunuzun zoru başarmaya yönelik istek duymasını sağlayabilirsiniz.
Başlangıç dönemlerinde çocuğunuz ile birlikte ders çalışmanız gerekebilir. Ders çalışırken yanında olabilirsiniz, ancak ödevlerini siz yapmamalısınız.
Evde ders çalışmak eğer ebeveyn-çocuk ilişkisine zarar vermeye başlamışsa, bu konuda size yardımcı olacak birilerinden destek almak mantıklı olacaktır. Örneğin üniversite öğrencisi bir abla/abiden günlük ödevleri için destek alabilirsiniz. Bu, çocuğunuzun sosyalleşmesi için de iyi olabilir.
Okuması için ona örnek olmalısınız. Bunun için okuma saatleri planlayıp, belli saatler içerisinde beraber okumalar yapabilirsiniz.
Okuma saatiniz içindeyken, çocuğunuzdan yüksek sesle okumasını rica edin. Okurken de mutlaka onu dinleyin.
Disiplin ve kurallar konusunda kararlı ve tutarlı olmalısınız. Özgül öğrenme güçlüğü olan bir çocuğun kuralları öğrenemeyeceği yolundaki bir çıkarım çok yanlıştır.
Eğitsel tedavi bolca sabır isteyen ve sonuçlarını uzun vadede alabileceğiniz bir tedavi türüdür. İlk sonuçlar için bile altı ay beklemeniz gereklidir. Bu nedenle siz de en az çocuğunuz kadar sabırlı olmalısınız. Tedavi süresince çocuğunuzun başarmakta zorlandığı noktalara odaklanmaktansa, onun olumlu yanlarını görmeniz tedavi için çok faydalı bir tutum olacaktır.
Şunu kesinlikle unutmamalısınız, özgül öğrenme güçlüğünden muzdarip çocuklar diğer çocuklardan pek çok yönüyle ayrıdır. Bu noktaları keşfedin ve gelişmelerine katkı koyun.